Başkan Çiftiçi özellikle UNESCO Dünya Kültür Mirası listesine aday ve Doğuş Grubu tarafından üst yapı çalışması tamamlanarak yeniden ziyarete açılan 12 bin yıllık geçmişiyle insanlık tarihine ışık tutan Göbeklitepe'nin Türkiye ve Dünyanın simgesi haline geldiğini söyledi.
Ziyaretçilerin Göbeklitepe'yi rahat bir ortamda gezmeleri için yürüyüş yolları, dinlenme alanları ve otopark yaparak bu yıl içerisinde 1 milyon turisti Şanlıurfa'da ağırlamak için çeşitli proje ve festivaller hazırladıklarını anlatan Başkan Çiftçi, "Şanlıurfa'da Göbeklitepe, gerek üst örtü çalışmaları, gerekse alt yapı anlamında yollar ve karşılama üniteleri tamamıyla bitmiş durumdadır. Göbeklitepe ziyarete açıldı ve yoğun bir ziyaret ile karşılaşıyor. Bizler için çok önemli bir buluş; çünkü UNESCO dünya kültür mirasına da aday bir yer ve buranın ilk tapınak olması, insanın ilk yerleşimi, ilk bir araya gelişi noktasında bir mekan olması sebebiyle dünya tarihine, tarih literatürüne de çok önemli bir bilimsel destek verdi. Bilimsel olarak da tarihe bir nevi Şanlıurfa'mızın da ismini altın harflerle yazdırmış oldu. Arkeolojik varlıklar anlamında dönemlere baktığımızda Şanlıurfa çok zengin. Bereketli toprakların oluşu, yerleşimi 12 bin 13 bin yıl öteye götürüyor. Bununda bilimsel anlamda ve yapılan arkeolojik kazılar neticesinde Göbeklitepe artık Şanlıurfa'nın simgesi olmuş durumda. Aslında Göbeklitepe zenginlik bakımından ve barındırmış olduğu, bilimsel ve tarihe sunmuş olduğu katkı anlamında da Arkeolojik anlamda aslında Türkiye'nin artık tanıtımı noktasında figürü olmak durumunda. Şanlıurfa şehrinden ziyade ülkemiz anlamında Kültür ve Turizm Bakanlığımızın artık bir simgesi, ön plana çıkaracağı ve ziyaret anlamında ve turizm anlamında da çok rahatlıkla bir destinasyon bölgesi ve bir simge olarak ön plana çıkıyor. Yapılan çalışmalar biraz zaman aldı fakat doğa yapısına uygun ve yine yapılan kazılar neticesinde ortaya çıkan figürler ve yine alt noktada çıkan eserlerinde gerek güneşten, gerek yağmurdan, gerekse havadan etkilenip bozulmamaları için gelecek anlamında da, tarihe yolculuk anlamında gelecek nesillere taşınması noktasında da bir koruma altına alındı. Çok titizlikle çalışmalar yürütüldü. Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanlığı olarak Göbeklitepe'nin hem su ve yol olarak çalışmalarımızı tamamladık. Yine sponsor olan firmamızda aynı şekilde buraya gelecek olan misafirlerimizi ilk etapta onları ağırlamak, karşılamak ve gerekli olan tanıtım unsurlarını kullanmak suretiyle tüm tanıtım üniteleri tamamlanmış oldu Doğuş Grubu tarafından. Şu an Göbeklitepe tamamıyla hazır ve insanları çok rahatlıkla orada ağırlayabileceğimiz bir pozisyona geldi" dedi.
BAŞKAN ÇİFTÇİ, "ŞANLIURFA KÜLTÜRLERİN BARINDIĞI VE YAŞADIĞI ŞEHİRDİR" Bir çok medeniyete ev sahipliği yapan Şanlıurfa'nın Göbeklitepe, Harran, Soğmatar, Nevali Çori, Balıklıgöl, eski Urfa sokakları, hanlar, hamamlar, müzik, yemek lezzeti ve kültürüyle Türkiye'nin en büyük müzesine sahip olduğunun da altını çizen Başkan Çiftçi "Ülke olarak UNESCO dünya kültür miras listesine eserler sunuluyor. 2018'de de Türkiye olarak Göbeklitepe sunuldu. Ön başvurusu zaten aday olarak kabul edilmişti. Bizim değerlendirmemiz Göbeklitepe'nin dünya kültürel miras listesine girmesi noktasındadır. Zaten adaylık başvurusu daha önce yapılmıştı bakanlık tarafından ve kabul görülmüştü. Bu kadar dünyada ilgi uyandıran, tarihe bu kadar iz düşüm olarak bilimsel olarak katkı sunan ve insanlığın ilk ortaya çıkışı ve ilk tapınak olarak tarihte arkeolojik kazılar neticesinde bilimsel olarak kesinlik kazanan Göbeklitepe'nin muhakkak suretle 2018'de Dünya kültürel miras listesine tescilini bekliyoruz. Bu bizim için şehrimiz için çok şey ifade ediyor. Şanlıurfa bu anlamda Dünya kültürel miras listesine girmiş olması, Göbeklitepe ile dış turizm anlamında gerçekten bir patlama bekliyoruz. Zaten bölgemiz bunun haricinde gerek Türkiye'nin en zengin müzesine sahip olmuş olması, gerek diğer bölgelerde Soğmatar'da ve yine Göbeklitepe'nin yanında Nevali Çori'de yapılan kazılar neticesinde Göbeklitepe kadar eski olmasa da 8 bin 500-9 bin yıla dayanan eserlerin ortaya çıkarılması zaten bu bölgeyi arkeolojik anlamda çok zengin bir bölge haline getiriyor ve bu bölgede artık Göbeklitepe ile birlikte dünya turizm anlamında dünya kültür anlamında mirası olarak tescilleniyor. Buda Şanlıurfa'nın ne kadar önemli medeniyetlere ve insanlık açısından nasıl bir tarihe yolculuk yaptığını ve 12 bin yıllık bir şehir, 12 bin yıldan günümüze gelen aslında bir nevi tüm kültürlerinde barındığı ve yaşadığı bir şehir olarak karşımıza çıkacak, bilimsel olarak tescili sağlanmış olacak" diye konuştu.
"GÖBEKLİTEPE TÜRKİYE TURİZMİNE ÖNEMLİ KATKI SUNACAKTIR"
Başkan Çiftçi, "Göbeklitepe zaten son 20 yıldır aslında yapılan ilk kazılarla birlikte özellikle Alman Arkeologlar, Klaus Schmidt öldü ama onun ve ekibinin yapmış olduğu kazı çalışmaları Şanlıurfa'yı hem ülke anlamında ve hem dünya literatürüne oturtmasını sağladı. Tabi ki Arkeolojik anlamda gerek bilimsel olarak çalışan akademisyenler, gerekse arkeoloji meraklılarının tamamının Şanlıurfa'ya gelmesini sağladı. UNESCO Dünya Kültür Mirası listesine aday olarak sunulması ve bu miras listesine girmesiyle birlikte tanıtım ve duyuru anlamında dünya çapında bunun sağlanacak olmasında dolayı Şanlıurfa'da bir hareketlilik bekliyoruz ve bizlerde bu bölgenin alt yapısını buna göre hazırladık. Zaten Şanlıurfa merkeze 18 kilometre mesafede ve çok yakın bir noktada ve yine hakimiyet noktasında da Göbeklitepe'ye çıktığınızda coğrafya olarak alanın tamamına bir hakimiyet söz konusu, böyle bir yerde. Gerek bulunduğu nokta itibariyle gerek ortaya çıkarılan eserler zaten bunların birebir aynısı şu an arkeolojik müzesinde sergileniliyor. Fakat orjinalini yerinde keşfetmek ve 12 bin yıl önceki gerek yaşantıyı, gerek ibadet anlayışı ve gerekse o dönemde coğrafyada yaşayan hayvanların figürlerini ve bir takım yazıları bu eserlerde görmek insanı tabi ki 12 bin yıl geçmişe götürüyor ve bu da dünyada önemli bir merak uyandırıyor, çok ilgi çekiyor, biz bu ilgiyi Şanlıurfa turizmine büyük bir katkı olarak bekliyoruz. Ülke ve Türkiye turizmine büyük bir katkı verecektir ve biz şehir olarak tüm hazırlıklarımızı buna göre yürütüyoruz. Çünkü önemli bir mekan olduğunu biliyoruz. Turizmin çekim merkezi olacak, kültürün çekim merkezi olacak, arkeolojik anlamda da Harran Üniversitesi'ndeki bölümlerle birlikte burası tamamıyla bir çalışma alanı olarak bilim insanına da sunuşlar yapacak" diyerek sözlerini sürdürdü.
"GASTRONOMİ ALANINDA ÇOK ZENGİN BİR MUTFAĞIMIZ VAR"
Tarihi yapısı kadar yemek lezzeti ve mutfağıyla da yerli ve yabancı turistlerin ilgi odağı olan Şanlıurfa'da müzik ve yemek sunumunun harmanlandığı sıra geceleriyle turistlerin en çok geldiği mekanların başında tarihi Urfa evlerinin yer aldığını da programda izleyicilere aktaran Başkan Çiftçi, "Şanlıurfa 12 bin yıllık bir şehir olunca gerçekten Gastronomi anlamında çok zengin bir mutfağa sahibiz. Şanlıurfa bu mutfağın zenginlini aslında şehir olarak içerisinde barındırmış olduğu kültürlere borçlu ve dolaysıyla gerek kullanmış olduğu isot olarak bizim şehir olarak tabir olarak etmiş olduğumuz baharatımız yani kuru biberimiz ve bunun yanında diğer baharatlar ve etin Karacadağ'ın tereyağıyla, Karacadağ'ın pirinciyle gerçekten birleşip enfes bir lezzet sunuluyor. Şanlıurfalı kardeşlerimiz, halkımız özellikle kadınlarımız çok da derine dayanan binlerce yıl öteden gelen bu yemek kültürünü şu an canlı bir şekilde yaşatıyor. Bizlerde Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanlığı olarak sosyal tesislerimizde ve yine Gastronomi anlamında mutfak müzesi açtık. Büyükşehir Belediye Başkanlığımızın açtığı bu mutfak müzesinde özellikle kadınlarımız istihdam ediliyor, burada bir eğitim programına tabi tutuluyor, eğitim programları tamamlandıktan sonra kadına istihdam amaçlı bu defa sosyal tesislerimiz açılıyor. Bu eğitimde işin uzmanları Şanlıurfa'nın kültüründe yer alan şu an 370 çeşit yemek bulunuyor. İşte bizler bu yemeği hem mutfak müzemizde hem de sosyal tesislerimizde sergiliyoruz. Sadece bununla da yetinilmiyor, Şanlıurfa çiğköftesiyle, kebabıyla, sulu yemekleriyle, et ağırlıklı ve gerçekten lezzetine doyum olmayan mutfağıyla misafirlerinin ilgisini çekiyor. Günübirlik şekilde yurt içinde bize gelen misafirlerin olduğunu bizler biliyoruz. sadece bu lezzetten tatmak için gelen bir çok insan var. Şanlıurfa'nın özellikle Halil-Ür Rahman bölgesi, Dergah, Hz. Halil İbrahim Peygamberin yaşadığı, etrafındaki plato, Halepli Bahçe platosu, müzelerimiz, mutfak müzelerimiz ve tabi ki sokaklarımız çok çok zengin. Şanlıurfa mimari anlamda da çok zengin ve şimdi çarşılarda özellikle mimari yapısında ve yine Şanlıurfa'nın ev olarak kullandığı, çardak olarak tabir ettiği bu kültür evlerinde insanların kalması, buradaki mutfaktan güzel yemekler ve lezzetlerden tat alması onları apayrı bir yere yolculuk yapıyor. Sadece bununla da yetinmiyor. Şanlıurfa'nın kendine has zanaatkarları var. Gerek bakır anlamında gerek keçe, gerek halı anlamında gerekse diğer el ürünleri işletmeciliği anlamında da çok zengin çarşılarımız var. Bu çarşılarımız da gelen misafirlerimize apayrı bir sunum gerçekleştiriyor. Nereden bakarsanız bakın sokağıyla, eviyle, avlusu, hanı ve hamamıyla, çarşısıyla, ibadet alanlarıyla, nekropol alanlarla ve yine kale eteğindeki yerleşim alanlarıyla burada Büyükşehir Belediye Başkanlığımız yaklaşık 120 tane nekropol alan mağarası keşfedildi. Bu mağaraların tamamı turizme açıldı ve burada turizme açılan mağaraların tabanında yine Şanlıurfa'nın bir dönemine ait olan oradaki figürleri, yaşam tarzları, yaşam şekilleri ve kültürlerini resmeden mozaikler var. Şanlıurfa mozaik anlamında da çok çok zengin bir yer. Dolaysıyla gelen misafirler ve turizm anlamında bir çok alanda kültürde, sanatta, müzikte, gastronomide her şekliyle inanç anlamında bir sunum gerçekleşiyor. Tabi mutfak deyince bunu müziksiz yapamıyorsunuz. Yıllardır Şanlıurfa'da sıra geceleri kültürü hakim ve sıra geceleri hem müziğiyle ön plana çıkıyor hem de yemekleriyle ön plana çıkıyor ve tamamıyla bir kültür. İşte buradaki sıra gecesi kültürü yine insanlarımızı bir gecede her şekli ile alıp çok ötelere götürebiliyor ve buradaki yapılan ikramlar Şanlıurfa'nın lezzetini tattırıyor ve Şanlıurfa genelde çok güzel sesli olur, oradaki sanatçılarımız kendi becerileri daha doğrusu insanımız kendi becerisi ile üretmiş olduğu ve sunmuş olduğu müzik ziyafetine doyum olmuyor. Bunların hepsini bir arada düşündüğümüzde ve bunun üst noktada da bu gün UNESCO anlamında tescil görecek olan Göbeklitepe ile ilgili ilgisini düşündüğümüzde Şanlıurfa'da Güneydoğu'da parlayan bir yıldız olarak ortaya çıkıyor. Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanlığı olarak bu şehri artık 2 milyon nüfuslu bir şehirdeyiz gerek ulaşım anlamında, alt yapı anlamında kültür ve sosyal tesisleri anlamında Türkiye'nin en genç iliyiz, spor anlamında ve eğitim anlamında ortaya çıkarmış olduğumuz şu anda gerçekleştirdiğimiz bilim merkezi, fuar merkezleriyle şehrin her şekliyle hakim olmasını sağlıyoruz" dedi.
"ŞANLIURFA BİR ENSAR ŞEHİR"
2011 yılında Suriye'de yaşanan savaşla birlikte Şanlıurfa'da bugüne kadar 524 bin Suriyeliyi misafir ettiklerini de sözlerine ekleyen Başkan Çiftçi, "Suriyeliler konusunda Şanlıurfa bir kere Türkiye'de nüfus oranı bakımından en fazla Suriyeliye ev sahipliği yapıyor. Bizim şu an resmi rakamlara göre 524 bin Suriyeliyi Şanlıurfalı olarak bizler bağrımızda yaşatıyoruz. Bunu da 7 yıldır yapıyoruz yani 2011 yılında başlayan süreç, tabi ki sınır şehri olmuş olmamız, Akçakale, Suruç ve Ceylanpınar ilçemizin sınırda olması ve Suriye'de meydana gelen savaş ve şiddet neticesinde özellikle kadın ve çocuk ağırlıklı olmak üzere bu insanlar ilk etapta sınırdan Şanlıurfa'ya girdiler. Burada 7 yıllık bir süreç söz konusu ve ilk etapta bunların barınmalarını ve temel ihtiyaçlarını sağladıktan sonra şu an Büyükşehir Belediye Başkanlığı Kültür Dairesi, kütüphane ve eğitim dairesi başta olmak üzere bu kardeşlerimizi entegre etmek durumundayız ve entegrasyonu gerçekleştiriyoruz. Bunu da kadın destek merkezlerimizde, gençlik merkezlerimizde, eğitim merkezlerimizde ve kültürel olarak eğitim olarak vermiş olduğumuz kurslar ve desteklerle ve dil eğitimi ile bunu sağlamaya çalışıyoruz. Aynı şekilde Şanlıurfalı vatandaşlarımıza sonsöz teşekkür ediyorum. Kapıyı onlar açtılar, misafirperverliği onlar gösterdiler. Evini, işini, aşını ve çarşısını paylaştılar. Bu çok önemliydi ve ensar şehir oldular. Ensar şehri olmak apayrı bir kültür, apayrı bir anlayış ve apayrı bir vicdandır. Şanlıurfa bu vicdanı gösterdi. Şu anda sosyal anlamda hiç bir problem yok ve zaten bizde değişik iş konuları, tarım anlamında da çok bereketli topraklara sahip olduğumuz için, gerek tarım, gerek gelişen inşaat sektörü, sanayi anlamında yine ticaret ve esnaf anlamında da artık şehirle tamamıyla entegre olmuş durumdalar. Gönül ister ki tabi ki bu ortamın bitmesi, Suriye'de savaş ortamının sona ermesinden dolayı herkesin kendi topraklarına dönmesidir. Arzumuz budur ama Şanlıurfa her şekli ile kendini ispat etti ve bende Şanlıurfalılara teşekkür ediyorum" dedi.
BAŞKAN ÇİFTÇİ, "ŞANLIURFA KÜLTÜRLERİN BARINDIĞI VE YAŞADIĞI ŞEHİRDİR" Bir çok medeniyete ev sahipliği yapan Şanlıurfa'nın Göbeklitepe, Harran, Soğmatar, Nevali Çori, Balıklıgöl, eski Urfa sokakları, hanlar, hamamlar, müzik, yemek lezzeti ve kültürüyle Türkiye'nin en büyük müzesine sahip olduğunun da altını çizen Başkan Çiftçi "Ülke olarak UNESCO dünya kültür miras listesine eserler sunuluyor. 2018'de de Türkiye olarak Göbeklitepe sunuldu. Ön başvurusu zaten aday olarak kabul edilmişti. Bizim değerlendirmemiz Göbeklitepe'nin dünya kültürel miras listesine girmesi noktasındadır. Zaten adaylık başvurusu daha önce yapılmıştı bakanlık tarafından ve kabul görülmüştü. Bu kadar dünyada ilgi uyandıran, tarihe bu kadar iz düşüm olarak bilimsel olarak katkı sunan ve insanlığın ilk ortaya çıkışı ve ilk tapınak olarak tarihte arkeolojik kazılar neticesinde bilimsel olarak kesinlik kazanan Göbeklitepe'nin muhakkak suretle 2018'de Dünya kültürel miras listesine tescilini bekliyoruz. Bu bizim için şehrimiz için çok şey ifade ediyor. Şanlıurfa bu anlamda Dünya kültürel miras listesine girmiş olması, Göbeklitepe ile dış turizm anlamında gerçekten bir patlama bekliyoruz. Zaten bölgemiz bunun haricinde gerek Türkiye'nin en zengin müzesine sahip olmuş olması, gerek diğer bölgelerde Soğmatar'da ve yine Göbeklitepe'nin yanında Nevali Çori'de yapılan kazılar neticesinde Göbeklitepe kadar eski olmasa da 8 bin 500-9 bin yıla dayanan eserlerin ortaya çıkarılması zaten bu bölgeyi arkeolojik anlamda çok zengin bir bölge haline getiriyor ve bu bölgede artık Göbeklitepe ile birlikte dünya turizm anlamında dünya kültür anlamında mirası olarak tescilleniyor. Buda Şanlıurfa'nın ne kadar önemli medeniyetlere ve insanlık açısından nasıl bir tarihe yolculuk yaptığını ve 12 bin yıllık bir şehir, 12 bin yıldan günümüze gelen aslında bir nevi tüm kültürlerinde barındığı ve yaşadığı bir şehir olarak karşımıza çıkacak, bilimsel olarak tescili sağlanmış olacak" diye konuştu.
"GÖBEKLİTEPE TÜRKİYE TURİZMİNE ÖNEMLİ KATKI SUNACAKTIR"
Başkan Çiftçi, "Göbeklitepe zaten son 20 yıldır aslında yapılan ilk kazılarla birlikte özellikle Alman Arkeologlar, Klaus Schmidt öldü ama onun ve ekibinin yapmış olduğu kazı çalışmaları Şanlıurfa'yı hem ülke anlamında ve hem dünya literatürüne oturtmasını sağladı. Tabi ki Arkeolojik anlamda gerek bilimsel olarak çalışan akademisyenler, gerekse arkeoloji meraklılarının tamamının Şanlıurfa'ya gelmesini sağladı. UNESCO Dünya Kültür Mirası listesine aday olarak sunulması ve bu miras listesine girmesiyle birlikte tanıtım ve duyuru anlamında dünya çapında bunun sağlanacak olmasında dolayı Şanlıurfa'da bir hareketlilik bekliyoruz ve bizlerde bu bölgenin alt yapısını buna göre hazırladık. Zaten Şanlıurfa merkeze 18 kilometre mesafede ve çok yakın bir noktada ve yine hakimiyet noktasında da Göbeklitepe'ye çıktığınızda coğrafya olarak alanın tamamına bir hakimiyet söz konusu, böyle bir yerde. Gerek bulunduğu nokta itibariyle gerek ortaya çıkarılan eserler zaten bunların birebir aynısı şu an arkeolojik müzesinde sergileniliyor. Fakat orjinalini yerinde keşfetmek ve 12 bin yıl önceki gerek yaşantıyı, gerek ibadet anlayışı ve gerekse o dönemde coğrafyada yaşayan hayvanların figürlerini ve bir takım yazıları bu eserlerde görmek insanı tabi ki 12 bin yıl geçmişe götürüyor ve bu da dünyada önemli bir merak uyandırıyor, çok ilgi çekiyor, biz bu ilgiyi Şanlıurfa turizmine büyük bir katkı olarak bekliyoruz. Ülke ve Türkiye turizmine büyük bir katkı verecektir ve biz şehir olarak tüm hazırlıklarımızı buna göre yürütüyoruz. Çünkü önemli bir mekan olduğunu biliyoruz. Turizmin çekim merkezi olacak, kültürün çekim merkezi olacak, arkeolojik anlamda da Harran Üniversitesi'ndeki bölümlerle birlikte burası tamamıyla bir çalışma alanı olarak bilim insanına da sunuşlar yapacak" diyerek sözlerini sürdürdü.
"GASTRONOMİ ALANINDA ÇOK ZENGİN BİR MUTFAĞIMIZ VAR"
Tarihi yapısı kadar yemek lezzeti ve mutfağıyla da yerli ve yabancı turistlerin ilgi odağı olan Şanlıurfa'da müzik ve yemek sunumunun harmanlandığı sıra geceleriyle turistlerin en çok geldiği mekanların başında tarihi Urfa evlerinin yer aldığını da programda izleyicilere aktaran Başkan Çiftçi, "Şanlıurfa 12 bin yıllık bir şehir olunca gerçekten Gastronomi anlamında çok zengin bir mutfağa sahibiz. Şanlıurfa bu mutfağın zenginlini aslında şehir olarak içerisinde barındırmış olduğu kültürlere borçlu ve dolaysıyla gerek kullanmış olduğu isot olarak bizim şehir olarak tabir olarak etmiş olduğumuz baharatımız yani kuru biberimiz ve bunun yanında diğer baharatlar ve etin Karacadağ'ın tereyağıyla, Karacadağ'ın pirinciyle gerçekten birleşip enfes bir lezzet sunuluyor. Şanlıurfalı kardeşlerimiz, halkımız özellikle kadınlarımız çok da derine dayanan binlerce yıl öteden gelen bu yemek kültürünü şu an canlı bir şekilde yaşatıyor. Bizlerde Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanlığı olarak sosyal tesislerimizde ve yine Gastronomi anlamında mutfak müzesi açtık. Büyükşehir Belediye Başkanlığımızın açtığı bu mutfak müzesinde özellikle kadınlarımız istihdam ediliyor, burada bir eğitim programına tabi tutuluyor, eğitim programları tamamlandıktan sonra kadına istihdam amaçlı bu defa sosyal tesislerimiz açılıyor. Bu eğitimde işin uzmanları Şanlıurfa'nın kültüründe yer alan şu an 370 çeşit yemek bulunuyor. İşte bizler bu yemeği hem mutfak müzemizde hem de sosyal tesislerimizde sergiliyoruz. Sadece bununla da yetinilmiyor, Şanlıurfa çiğköftesiyle, kebabıyla, sulu yemekleriyle, et ağırlıklı ve gerçekten lezzetine doyum olmayan mutfağıyla misafirlerinin ilgisini çekiyor. Günübirlik şekilde yurt içinde bize gelen misafirlerin olduğunu bizler biliyoruz. sadece bu lezzetten tatmak için gelen bir çok insan var. Şanlıurfa'nın özellikle Halil-Ür Rahman bölgesi, Dergah, Hz. Halil İbrahim Peygamberin yaşadığı, etrafındaki plato, Halepli Bahçe platosu, müzelerimiz, mutfak müzelerimiz ve tabi ki sokaklarımız çok çok zengin. Şanlıurfa mimari anlamda da çok zengin ve şimdi çarşılarda özellikle mimari yapısında ve yine Şanlıurfa'nın ev olarak kullandığı, çardak olarak tabir ettiği bu kültür evlerinde insanların kalması, buradaki mutfaktan güzel yemekler ve lezzetlerden tat alması onları apayrı bir yere yolculuk yapıyor. Sadece bununla da yetinmiyor. Şanlıurfa'nın kendine has zanaatkarları var. Gerek bakır anlamında gerek keçe, gerek halı anlamında gerekse diğer el ürünleri işletmeciliği anlamında da çok zengin çarşılarımız var. Bu çarşılarımız da gelen misafirlerimize apayrı bir sunum gerçekleştiriyor. Nereden bakarsanız bakın sokağıyla, eviyle, avlusu, hanı ve hamamıyla, çarşısıyla, ibadet alanlarıyla, nekropol alanlarla ve yine kale eteğindeki yerleşim alanlarıyla burada Büyükşehir Belediye Başkanlığımız yaklaşık 120 tane nekropol alan mağarası keşfedildi. Bu mağaraların tamamı turizme açıldı ve burada turizme açılan mağaraların tabanında yine Şanlıurfa'nın bir dönemine ait olan oradaki figürleri, yaşam tarzları, yaşam şekilleri ve kültürlerini resmeden mozaikler var. Şanlıurfa mozaik anlamında da çok çok zengin bir yer. Dolaysıyla gelen misafirler ve turizm anlamında bir çok alanda kültürde, sanatta, müzikte, gastronomide her şekliyle inanç anlamında bir sunum gerçekleşiyor. Tabi mutfak deyince bunu müziksiz yapamıyorsunuz. Yıllardır Şanlıurfa'da sıra geceleri kültürü hakim ve sıra geceleri hem müziğiyle ön plana çıkıyor hem de yemekleriyle ön plana çıkıyor ve tamamıyla bir kültür. İşte buradaki sıra gecesi kültürü yine insanlarımızı bir gecede her şekli ile alıp çok ötelere götürebiliyor ve buradaki yapılan ikramlar Şanlıurfa'nın lezzetini tattırıyor ve Şanlıurfa genelde çok güzel sesli olur, oradaki sanatçılarımız kendi becerileri daha doğrusu insanımız kendi becerisi ile üretmiş olduğu ve sunmuş olduğu müzik ziyafetine doyum olmuyor. Bunların hepsini bir arada düşündüğümüzde ve bunun üst noktada da bu gün UNESCO anlamında tescil görecek olan Göbeklitepe ile ilgili ilgisini düşündüğümüzde Şanlıurfa'da Güneydoğu'da parlayan bir yıldız olarak ortaya çıkıyor. Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanlığı olarak bu şehri artık 2 milyon nüfuslu bir şehirdeyiz gerek ulaşım anlamında, alt yapı anlamında kültür ve sosyal tesisleri anlamında Türkiye'nin en genç iliyiz, spor anlamında ve eğitim anlamında ortaya çıkarmış olduğumuz şu anda gerçekleştirdiğimiz bilim merkezi, fuar merkezleriyle şehrin her şekliyle hakim olmasını sağlıyoruz" dedi.
"ŞANLIURFA BİR ENSAR ŞEHİR"
2011 yılında Suriye'de yaşanan savaşla birlikte Şanlıurfa'da bugüne kadar 524 bin Suriyeliyi misafir ettiklerini de sözlerine ekleyen Başkan Çiftçi, "Suriyeliler konusunda Şanlıurfa bir kere Türkiye'de nüfus oranı bakımından en fazla Suriyeliye ev sahipliği yapıyor. Bizim şu an resmi rakamlara göre 524 bin Suriyeliyi Şanlıurfalı olarak bizler bağrımızda yaşatıyoruz. Bunu da 7 yıldır yapıyoruz yani 2011 yılında başlayan süreç, tabi ki sınır şehri olmuş olmamız, Akçakale, Suruç ve Ceylanpınar ilçemizin sınırda olması ve Suriye'de meydana gelen savaş ve şiddet neticesinde özellikle kadın ve çocuk ağırlıklı olmak üzere bu insanlar ilk etapta sınırdan Şanlıurfa'ya girdiler. Burada 7 yıllık bir süreç söz konusu ve ilk etapta bunların barınmalarını ve temel ihtiyaçlarını sağladıktan sonra şu an Büyükşehir Belediye Başkanlığı Kültür Dairesi, kütüphane ve eğitim dairesi başta olmak üzere bu kardeşlerimizi entegre etmek durumundayız ve entegrasyonu gerçekleştiriyoruz. Bunu da kadın destek merkezlerimizde, gençlik merkezlerimizde, eğitim merkezlerimizde ve kültürel olarak eğitim olarak vermiş olduğumuz kurslar ve desteklerle ve dil eğitimi ile bunu sağlamaya çalışıyoruz. Aynı şekilde Şanlıurfalı vatandaşlarımıza sonsöz teşekkür ediyorum. Kapıyı onlar açtılar, misafirperverliği onlar gösterdiler. Evini, işini, aşını ve çarşısını paylaştılar. Bu çok önemliydi ve ensar şehir oldular. Ensar şehri olmak apayrı bir kültür, apayrı bir anlayış ve apayrı bir vicdandır. Şanlıurfa bu vicdanı gösterdi. Şu anda sosyal anlamda hiç bir problem yok ve zaten bizde değişik iş konuları, tarım anlamında da çok bereketli topraklara sahip olduğumuz için, gerek tarım, gerek gelişen inşaat sektörü, sanayi anlamında yine ticaret ve esnaf anlamında da artık şehirle tamamıyla entegre olmuş durumdalar. Gönül ister ki tabi ki bu ortamın bitmesi, Suriye'de savaş ortamının sona ermesinden dolayı herkesin kendi topraklarına dönmesidir. Arzumuz budur ama Şanlıurfa her şekli ile kendini ispat etti ve bende Şanlıurfalılara teşekkür ediyorum" dedi.
0 Yorumlar